Dünya’nın dönüşünden sınırsız güç üretmek mümkün mü?

ABD merkezli bir grup fizikçi, Dünya’nın dönüş enerjisinden elektrik üretmek için gezegenin manyetik alanıyla etkileşim kuran özel bir cihaz geliştirdi ve bu konuda deneysel kanıtlar sundu. Physical Review Research dergisinde yayımlanan çalışma, jeofizik enerji yakalama sınırları hakkındaki mevcut varsayımları değiştirebilecek potansiyele sahip.

Bilim dünyası, on yıllardır Dünya’nın muazzam dönme hareketinin bir şekilde kullanılabilir güce dönüştürülüp dönüştürülemeyeceğini tartışıyor. Dünya’nın kendi manyetik alanı boyunca dönmesi, elektromotor kuvveti adı verilen bir etkiyi tetikleyebilir ve bu durum elektrik üretimini mümkün hale getirebilir. Ancak bu teoriyi uygulamaya dökmeye çalışan önceki girişimler başarısız olmuştu.

Deneysel adımlar ve yeni keşif

Araştırmayı yürüten üç bilim insanı; Princeton Üniversitesi’nden Christopher Chyba, Jet Propulsion Laboratory’den Kevin Hand ve Spectral Sensor Solutions’dan Thomas Chyba, bu sorunun teoride değil, deneylerde yattığını öne sürdü. Amaçları, mekanizmayı izole ederek belirsiz enerjiyi gizleyebilecek tüm dış değişkenleri ortadan kaldırmaktı.

Ekip, manyetik kalkanlama özellikleriyle bilinen zayıf iletken bir malzeme olan manganez-çinko ferritten bir silindir kullanarak özel bir cihaz geliştirdi. Cihaz, kuzey-güney ekseni boyunca hizalanmış ve 57 derecelik bir açıyla eğilmiş olarak tasarlandı. Bu yerleşim, cihazın hem Dünya’nın dönüş yoluna hem de manyetik alan çizgilerine dik bir konumda bulunmasını sağladı.

Sınırsız enerji umudu

Cihazın her iki ucuna elektrotlar yerleştirilerek potansiyel farklarını tespit etme işlemi gerçekleştirildi. Dış fotoelektrik gürültünün önlenmesi için tüm harici ışık kaynakları ortadan kaldırıldığında, cihazda 18 mikrovolt tutarında tutarlı bir voltaj gözlemlendi. Bu voltaj miktarı oldukça küçük olsa da, araştırmacılar bu yöntemin büyük ölçeklere adapte edilmesi ve daha etkili mekanizmaların geliştirilmesiyle sınırsız enerjiye ulaşma potansiyeline sahip olabileceğini düşünüyor.

18 mikrovolt gibi küçük bir enerji miktarı, şu an için teknolojik kullanıma uygun olmasa da, bu buluş Dünya’nın manyetik alanından ve dönüşünden enerji elde etmenin ilk adımı olarak görülüyor. Gelecekte bu çalışmanın büyütülmesi ve geliştirilmesi, enerji üretiminde yeni bir çağı başlatabilir. Ancak bu keşfin, daha önce “sınırsız enerji” üzerine çalışırken kaybolan bilim insanlarının hikayelerine benzer bir talihsizlikle karşılaşıp karşılaşmayacağı ise zamanla netleşecek.

Related Posts

Füzyonun sınavı! Reaktörlerde enerji sınırını aşmak

Füzyon enerjisi, insanlığın enerji ihtiyacını karşılamak için yıldızların gücünü yeryüzüne taşımayı hedefleyen çığır açıcı bir teknoloji olarak bilim dünyasının gündeminde. Güneşin ve yıldızların enerji kaynağı olan füzyon reaksiyonları, iki hafif …

Zengin mahallelerinin popüler iki markası birleşiyor

Zenginlerin gözdesi olan lüks iki otomobil markası güçlerini birleştirme kararı aldı.

Los Angeles olaylarında yağmalanan telefonlar güvenlik sistemine takıldı

Kaliforniya yönetimi sık sık yaşanan yağma suçlarına karşı cezaları ağırlaştırmak için harekete geçiyor.

iOS 26’nın sırları ortaya çıktı: Yenilikler sizi saşırtacak! Güncelleme alacak modeller hangileri?

Apple, WWDC 25’te yeni nesil işletim sistemlerini geçtiğimiz günlerde tanıttı. iPhone’lar için duyurulan yapay zeka destekli iOS 26, birçok yenilik sunuyor. iOS 18’den sonra iOS 26 adını alan sürüm, “Liquid Glass” tasarım anlayışıyla geliyor. Yarı …

Nvidia’dan yapay zeka uyarısı

Kaliforniya merkezli çip üreticisi Nvidia’nın Kurucusu ve Üst Yöneticisi (CEO) Jensen Huang, yapay zekanın büyük bir hızla geliştiğini belirterek, “Bu kadar hızlı gelişen bir teknoloji karşısında hayatta kalmanın yolu, ona adapte olmak.” dedi.

Doğada bir ilk: Tuhaf hayvanlar ‘dev’ kule yaptı

Bilim insanları, doğada ilk kez nematod adı verilen mikroskobik solucanların topluca hareket ederek “kule” şeklinde yapı oluşturduğunu gözlemledi. Almanya’nın Konstanz kentindeki meyve bahçelerinde çekilen görüntüler, daha önce sadece laboratuvar ortamında gözlemlenmiş olan bu sıra dışı davranışın doğada da gerçekleştiğini ortaya koydu.